Select Page

Bana uzun uzun yağmurlar lazım,

Geçmişimi sokaklardan silip götürecek.

Bana bulutlu ve sisli bir bugün lazım,

İçimin çilesini örtecek.

Bana anıları yıkacak bir güç gerek.

Ruhumu sancılarla dokuyan, iğne iplik yerine et ve kemik kullanan, anılarımı.

Bak o zaman nasıl yeniden doğarım, et ve kemikten.

İğne ucu gibi ince ve sivri,

Bu anılarla delindi kalbimin en derin hasretleri.

Anılardan bir gün, beyaz güvercinler saldım gökyüzüne.

İçi ben dolu, sen dolu.

İçi acı çökmüş sevinç dolu.

Beyaz güvercinler kaçırdım elimden.

Parçalanmış tüylerinden, bir yel alır bizi şu karanlık acı telveden.

Geçilmez olmuş, tüm o kırık tüylerden.

Ak düşmemiş bir beyazlık, ruhum kadar kırıklı kemiklerinde.

Nasıl bir anıydı, görünmeyen bir kuş mu bu, Simurg mu yoksa gökleri hasretle bekleyen?

Kırılmamış bir umut muydu?

Nasıl da acı dolu bir anıydı.

Bunca cam kırıklı anıyla, nasıl yaşar bu bedbaht insan?

Unutulamaz mı?  Unutulsa ne enfes…

Bak işte o zaman nasıl yeniden doğarım et ve kemikten.

 

Alperen KALIP